Claire Dederer’in “büyük sanat üretmiş kötü insanları ne yapacağız” sorusu üzerine sohbetvari bir dille akıl yürüttüğü Canavar’ı sonunda okuyabildim. Sahiden bir akıl yürütme bu, sesli düşünüyor Dederer, tepeden bir dille “bu adamların eserlerine böyle böyle yaklaşmamız gerekir” gibi bir buyurgan üslup kullanmıyor, kendi çelişkilerini ve açmazlarını sıralıyor, bizi de bu sorgulamayı yapmaya davet ediyor. Polanski’nin, Allen’ın, Wagner’in, Picasso’nun yaptıklarını, düşündüklerini bilerek onların eserlerinden hala keyif almaya devam edebilir miyiz? Temel soru bu.
Sanatçının özyaşam öyküsünü, eserden ne kadar bağımsız değerlendirmemiz gerektiği sorusu yeni değil şüphesiz. Meşhur Proust & Sainte Beuve tartışması geldi aklıma metni okurken. Sainte-Beuve, bir yazarın yaşamının, karakterinin ve toplumsal çevresinin eserini anlamak için belirleyici olduğunu savunurken, Proust buna karşı çıkarak, yazarın kişisel hayatının eserinden bağımsız olduğunu ve gerçek yaratıcılığın bilinçdışı ve içsel deneyimlerden doğduğunu öne sürüyordu. Edebiyat eleştirisinin temel yapı taşlarından olan bu tartışmanın ortaya attığı soru hala cevapsız ve içinde yaşadığımız, kimi durumlarda yazarı eserinden daha önce tanıdığımız bu çağda her zamankinden daha geçerli.
Nitekim Dederer de bu özyaşam öyküsü meselesi üzerinde epeyce düşünüyor ve bence önemli bir paradigmaya dikkat çekiyor, izleyici/dinleyici/okur olarak bizim özyaşam öykümüz. Hatta kitabı yazarkenki çıkış noktası biraz da bu; sanatçıyı değil sanatının muhatabı olan bizleri yazmak üzerine yola çıkmış ve bence çok iyi olmuş.
Sonda bir büyük cevaba ulaşmıyor ama bence çok iyi bir zihin egzersizi ortaya koyduğu. Sanatın işinin duygularla olduğunu ve esere duyduğumuz kontrol edilemez duygudan ötürü kendimizi suçlamamızın bir sınırı olması gerektiğine dair vardığı yer açıkçası bana iyi geldi. Özellikle “deha” üzerine odaklandığı bölüm ve Nabokov çözümlemeleri nefisti.
Bir not: Berrak Göçer’in çevirisi çok akışkan ve temiz ancak sanırım düzeltide gözden kaçmış çokça yazım hatası, yineleyen kelime vs gördüm. Öğrendiğim kadarıyla ikinci baskı için tekrar okunuyormuş metin, eminim hepsi düzeltilecektir. ❤️