Franz’la tanışın: her şeyin mağduru, hiçbir şeyin sorumlusu! 20 yıllık evliliğin ardından karısı Maria-Therese tarafından terk ediliyor Franz ve Margit Schreiner bizi Franz’ın 120 sayfalık monoloğuna davet ediyor, ayrılığı kendisinden dinliyoruz.
Franz çok mağdur, ÇOK. Senelerce çalışmış didinmiş, karısına kendisini beğendirememiş. Üstelik de kadın son derece özgüvensiz, ürkek, dırdırcı biri ve hatta zavallının teki… Franz hep onun yanında olmuş, tamam karısı şu anda özel dikim elbiseler satarak kendisinden daha çok para kazanıyor olabilir ama Franz olmasa o işi de kuramazmış ki, hem Franz ailece yaşamaları için onlara bir ev yapmış, evet karısı evin yapım sürecinde maddi destek sunmuş ama o parayı kendi kazanmış olma ihtimali pek yok, Franz paranın kadının ailesinden geldiğine emin, dolayısıyla sayılmaz. Zaten bu terkedilme işi de şaibeli, elimizde somut kanıt olmayabilir ama ne fark eder, böyle güçsüz bir kadın Franz gibi bir adamı nasıl terk edebilir? Kesin hayatına başka biri girdi, o herifle düzenini kurdu, sonra açtı boşanma davasını, başka türlüsü imkansız. Franz tabii ki şimdi çok içiyor, bunca yıllık emeğinin ve kusursuz performansının sonunda elinde kalan sıfır, içmesin de ne yapsın? Franz keşke daha önce beraber olduğu Elfi ile evlenseydi, o hem neşeli hem de becerikliydi, gerekirse bir bisikleti bile tamir edebilirdi, bıraktı onu bu değmeyecek kadın için.
Okuduğunuz kadarı bile sinirinizi bozduysa, ki bozmuştur, varın kitabı düşünün! Bir mizojini manifestosu adeta. O “becerikli” kadınla evlenmekten niye korktuğunu, niye kendine “zayıf” bir kadın seçtiğini filan asla sormayan Franz, 120 sayfa boyunca kendisi dışındaki herkesi suçluyor. Her yerde (en çok da twitter’da) karşımıza çıkan fena halde mağdur adamların müthiş bir karikatürünü çizmiş Schreiner. Bir kadının bir erkeği bu kadar iyi yazabilmesi tuhaf diyenleri okudum, yahu nesi tuhaf, bu tür adamlara ne kadar maruz kaldığımızın bir ispatı sadece.
Ey erkekler, kırılabilmeyi bir öğrenseniz, önce kendinizi kurtaracaksınız aslında.
Neyse, ben çok sevdim. Kitabı duvara fırlatma güdünüzü kontrol ediniz ve okuyunuz, ben de Ayrılık üçlemesinin sonuncusuna geçeyim.