Distopyalar insanı dehşete bile düşürmüyor artık, öyle tuhaf zamanlardayız, yine de okuyoruz işte. Alman yazar Joachim Zelter’in İşsizler Okulu konusuyla beni çok heyecanlandırmıştı ancak şahane bir fikrin zayıf işlendiği bir roman olmuş maalesef.
Yakın geleceğin Almanya’sındayız ama pekala Avrupa’nın herhangi bir ülkesi olabilir anlattığı yer – hatta o yakın gelecek sandığımızdan çok daha yakın da olabilir. Mesele şu: işsizlik yönetilemez boyutlara gelmiş, 6 ila 10 milyon arası işsiz var ülkede ve bu işsizlerden kimileri, Federal İstihdam Dairesi tarafından açılan yatılı okullarda “iş bulma eğitimleri” alıyor. Okulların sloganı “Work is freedom”. Aslında meşhur Nazi sloganı “Arbeit macht frei”ın yeni bir versiyonu yani (ve evet, İngilizce), zaten bu yatılı okullar da düpedüz toplama kampları. Yine Nazi dönemini anımsatan “Almanya hamlede!” sloganları da her yerde.
Bu okul / kamplardan biri olan Sphericon’dayız, üç aylık “eğitim” alacak bir grubun hikayesini okuyoruz. Alacakları eğitim; özgeçmiş yazımından (bildiğimiz cv yazımından farklı, insanları uydurmaya yönelten bir yaklaşım mevzubahis), iş ilanı taramasına (burada da iş ilanlarına değil ölüm ilanlarına bakıyorlar örneğin, ölmüş insanların işlerine başvurabilmek için); iş başvurusuna dair bir dizi alanda uzmanlaşmalarını hedefliyor. Sanki iş bulamamalarının sebebi ortalıkta iş olmaması değil de, kendi yetersizlikleriymiş hatta nörofizyolojik bir sorunmuş gibi davranılıyor bu insanlara ve durmaksızın bunun propagandası yapılıyor. Bu açıdan 1984’te tüm sözcükleri ters anlamıyla kullanan iktidarı anımsatıyor kitap.
Dediğim gibi bence fikir süper ama işlenişi epeyce zayıf. “Ne oldu da bu noktaya varıldı” sorusunu doğru düzgün cevaplamıyor bir kere. Bir tür ekonomik savaş olmuş, satır aralarından anlıyoruz ama yetersiz. Bu işsizliğin olası sonuçlarına (nüfüs azalması? toplumsal şiddet? yağmalar?) da çok az giriyor. Hadi distopik evreni yeterince kurgulamadın, o zaman bizi çok içine alacak bir kişisel öykü anlat, o da yok. İki ana karakterimiz var ama onların hikayesi de hiç derinleşmiyor.
Dolayısıyla umduğumu bulamadım maalesef. Yazık olmuş bu çok ilginç fikre.