Juan Rulfo’nun Pedro Paramo’suna selam çakan bir Beat romanı – sanırım Kız’la Randevu’yu tek cümlede özetlesem böyle derdim.
Öncelikle Mateo Garcia Elizondo’nun kim olduğunu söyleyeyim, zira kendisinin damarlarında kan yerine edebiyat akıyor olabilir. Anne tarafından Kolombiyalı Gabriel Garcia Marquez’in, baba tarafından ise Meksikalı Salvador Elizondo’nun torunu. Elizondo bizim dilimize çevrilmediği için hiç okumadım ama Meksika edebiyatının boom kuşağının en önde gelen yazar ve şairlerinden biri ve çoğu boom yazarının aksine büyülü gerçekçilikten uzak durmuş bir isim. Torun Elizondo omuzlarında büyük bir miras taşıyor ve haliyle bu mirasın ağırlığından hoşnut değil, dedeleriyle anılmak istemiyor, çok anlaşılır, o nedenle bu faslı burada kapatıyorum ve kitaba geçiyorum.
Bir eroin bağımlısının son günlerini okuyoruz kitapta. Kitabın adındaki “Kız”, argoda eroin anlamında kullanılan bir sözcük, anlatıcımız kendini öldürmeye yetecek dozda uyuşturucuyu yanına alıp bilmediği bir köye gidiyor, orada ölmeye yatmak üzere bir oda tutuyor, işte tüm bu süreçte zihninden geçenleri ve sayıklamalarını okuyoruz.
Ben aslında böyle halüsinatif metinleri pek sevmem ama Kız’la Randevu’yu sevdim. Metnin Pedro Paramo’yu hatırlatması boşa değil; hikayenin geçtiği El Zapotal köyü, Rulfo’nun Comala’sının bir modern zaman versiyonu gibi. Onun da sokaklarında ölüler dolaşıyor, orada da hayalle gerçeklik iç içe geçiyor. Comala’daki gibi bir şiddet yok belki ama modern zamanın en büyük dehşetlerinden biri olan uyuşturucu ve bağımlılık başrolde, bu açıdan aslında Pedro Paramo’dan daha bize yakın bir hikaye anlattığı ve tam da bu nedenle belki daha ürkütücü. Beat Kuşağı romanlarını hatırlatmasının sebebi de işte bu uyuşturucu meselesi ve bir bağımlının halüsinasyonlarını, gerçeklikten kopup geri gelmelerini bolca okuyor olmamız.
Epeyce depresif ve karanlık bir metin, sonlara doğru anlatıcı gibi biz de gerçeklikle bağımızı yitiriyoruz ki bağımlılık tam da böyle bir şey olduğu için bunu yapması yazara eksi değil artı yazıyor kanımca. Çok iyi yazılmış, güçlü ama zor bir minik kitap. Bir ilk roman olarak ayrıca etkileyici olduğunu da not edeyim.