“Yazar, bir bakıma edebiyatın ne olduğunu anlamak için yazar.”
20. yüzyıl Arjantin edebiyatının büyük kalemlerinden Ricardo Piglia’nın Kurmaca ve Eleştiri’si, yazarla yapılmış söyleşilerden ve yazılarından oluşuyor. Bu kitabı Foça’daki Bilimler Köyü’nde verdiğimiz “Kurmaca-Kurmamaca” atölyesinden önce okudum, biraz beynimi açsın, ufkumu genişletsin atölye öncesinde diye, öyle de oldu sahiden.
Edebiyattan sinemaya uzanan bir eksende geziniyor Piglia ve kurmacanın türlü dinamiklerine dair düşünmeye davet ediyor okuru. Bence kurduğu en ilginç eksenlerden biri kurmacayı iktidar ve edebiyatın ortak noktalarından biri olarak ele alıyor olması. Şu uzun pasaj burada da dursun isterim: “Kurmacada kendine özgü olan gerçekle kurduğu ilişkidir. Gerçekle kurmacanın kesiştiği bulanık alanda çalışmak ilgimi çekiyor. Çünkü her şeyden önce kurmacanın, örneğin bilim gibi sınırları belirlenmiş kendine özgü bir alanı yok. Her şey kurmacaya dönüştürülebilir. Kurmaca inanç üzerine çalışır ve bu anlamda ideolojiyi, gerçekliğin bilinen tüm modellerini ve elbette bir metni gerçek ya da kurmaca haline getiren temel unsurları içinde barındırır. Gerçeklik her zaman kurmacayla örülü haldedir. Kurmacanın suçla ilintili bir biçiminin iktidarların söyleminde nereye denk düştüğünü açıkça ortalığa seren yerlerden biri diktatötürlük Arjantin’idir. Askerî söylem, baskının üzerini örtmek için gerçekte olup biteni kurmacalaştırarak onu farklı bir gerçek gibi gösterme, bir hayal dünyası yaratma peşindedir.”
Kitap boyunca buna benzer çok sayıda ufuk açıcı şey söylüyor Piglia, bir sürü cevap verirken bir sürü de yeni soru doğuruyor insanın kafasında ki bunu yapan kitaplara bayılıyorum. Söylediklerini daha iyi anlayabilmek için birazcık Arjantin edebiyatına hakim olmak gerektiğini belirteyim; bolca Borges, Domingo Faustino Sarmiento, Roberto Arlt ve Cortazar referansı var, kendilerini biraz okumuş olmak çok daha kolaylaştıracaktır metni anlamayı. (Ben Arjantin edebiyatı atölyesi nedeniyle bu konulara çok taze çalıştığım için baya tanıdık bir denizde yüzer gibi hissettim, iyi geldi.)
Ezcümle: nefis metin. Piglia’nın Yok Şehir’ini artık okuyabilirim bence.