Sevgilinin Soğuk Elleri

3/5

Güney Koreli yazar Han Kang’ın Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasıyla beraber başka dillere çevirileri de hız kazandı. Sevgilinin Soğuk Elleri, yazarın erken dönem eserlerinden biri, Türkçede ise en yenisi. Bugüne dek yazdığı her şeyi çok sevdiğim için bu kitabı da vakit kaybetmeden edindim. Büyük bir merakla okudum, metnin sürükleyiciliğine diyecek bir şey yok ama yazarın yolun başında olduğunu da hissettiren bir metin, biraz ham olduğunu söylemek lazım. Buradan başlayıp Veda Etmiyorum’a uzanan yolda yazarın nasıl olgunlaştığını, piştiğini, geliştiğini görmek mümkün.

Ancak tekniğini geliştirmiş olmasını gördüğümüz gibi, kendisini yazmaya iten temalar konusunda ne kadar tutarlı olduğunu da görebiliyoruz aslında. Beden ve onunla kurduğumuz ilişki Kang’ın tüm romanlarında karşımıza çıkıyor. Kiminde (örneğin Vejetaryen ve bu kitap) baş rolde, kiminde daha arka planda (Veda Etmiyorum ve Beyaz Kitap mesela); ama hep orada. Bedenimizden dünyaya, doğaya uzanan bir hat çiziyor ve anlatısını genelde o hat üzerine inşa ediyor.

Kitabı “öykü içinde öykü” olarak kurgulamış yazar ama bence teknik olarak çok da başarılı olamamış. (Sonradan bu işleri ne kadar iyi kotardığı malum.) Kayıp bir heykeltıraş ile başlıyor anlatı, sonra da bu kişinin geride bıraktığı defterlerini okuyor ve kendisini tanımaya başlıyoruz. İnsan bedenlerinin kalıplarını çıkararak heykeller yapan tuhaf bir adam mevzubahis. Heykeltıraşın hayatında iki temel kadın figürü var, L. ve E. isimleriyle anılıyorlar ve ikisinin de bedenleriyle ilgili çok farklı ama çok yapısal sorunları var ve bu iki bambaşka kadın aslında benzer süreçler yaşıyorlar.

Kang, bu anlatı üzerinden sık sık yaptığı gibi “normal nedir”i sorguluyor aslında. Bize normal olarak sunulanları yıkmak, yok etmek, yeniden inşa etmek üzerine bir anlatı. Bu toplumsal meseleyi, geç dönem kitaplarına göre daha bireysel hikayeler üzerinden işliyor bu metinde.

Ben sevdim ama havada kalan çok kısım olduğunu da söyleyeyim. Bazı büyük laflar, büyük hislerin altı boş kalıyor, hikayedeki geri dönülmeyen detaylar bağlamsız kalıyor. Yine de Kang’ın edebiyatının rotasını izlemek isteyenler için okunulası bir metin bence.

Bu konuda daha fazla şey
Kütüphanemdeki diğer Han Kang kitapları
4.5/5
5/5
4/5
5/5