Bu kitabı bu kadar çok sevmeyi beklemiyordum – vuruldum resmen. İrlandalı yazar Maggie O’Farrell’in Cehennem Sıcakları için Talimatlar’ı daha konvansiyonel ve doğrusal akan romanları seven okurlar için belki biraz zorlayıcı olabilir ama tam benim kalemim bir kitap çıktı açıkçası. Bir ters bir düz örgü gibi örmüş kitabı yazar; zamanda ileri-geri gidişlerine, ayrıntılardan vardığı incelikli iç görülere, hakikati yavaş yavaş kazıyıp adeta okura damla damla sunmasına, her zamanki gibi muazzam biçimde derinleştirdiği karakterlerine… Her şeyine bayıldım.
Öyle tuhaf ki – bu kitabı okurken insanlara başka türlü baktığımı fark ettim. Etrafımdaki insanları daha çok gözlemledim; Maggie O’Farrell’ın öğrettiği biçimde bakmaya, küçük mimiklerdeki anlamları yakalamaya çalışırken, hiç tanımadığım; yoldan geçen, vapurda göz göze geldiğim, karşıdan karşıya geçerken yan yana beklediğim insanlarla bir tür duygudaşlık hissederken buldum kendimi. Ve bir kitabın insana bunu yapabilmesi ne büyük bir kudrettir!
Kitabı bitirdiğinizde tüm soruların cevaplanmasından hoşlanan bir okursanız, bu kitaba bulaşmayın. Ama soruların yeni sorular doğurmasından hoşlanıyorsanız ve hayatın aslında bir tür cevapsız sorular bütünü olduğu gerçeğiyle barışıksanız, siz de bayılırsınız bu kitaba.
1976 yazındayız. İngiltere’nin tarihindeki en büyük kuraklıklardan biri yaşanıyor. İnsanı bezdiren, bitiren bir sıcak. Kuraklık kanunu çıkarılmış, su kullanımına çok ciddi kısıtlar getirilmiş. Yaşlı ve emekli bir adam ve evine bağlı bir koca ve baba olan Robert bir gün evden çıkıp gidiyor. Kimseye bir şey demeden, bankadaki tüm parasını çekip kayboluyor. Bu gizemi çözmek için annelerinin yanına gelen üç kardeşin aralarındaki kırılgan bağlar, öfkeler, affedilememiş suçlar, anılar bir bir ortalığa saçılıyor.
Ama belki de bunların önemi yok – Maggie O’Farrell, artık “ne yazdığından çok nasıl yazdığını” önemsediğim o müstesna yazarlardan biri benim için. Dolayısıyla bu öyküde de anlatma biçimine duyduğum hayranlık her şeyin önüne geçti. Katman katman açılan, derinleşen, nazik kelimelerle insan ruhunun her yerine nüfuz eden bir kitap.
Ve… Yine baskısı yok. 🙁 Umarım tez zamanda basılır diyerek bitireyim.